24 Ocak 2018 Çarşamba

AFFETTİM GİTTİ!

Affetmek büyük erdemmiş...
Kim demiş?
canımızı çok fazla acıtan, kalbimizi kırmayı geçtim paramparça yapan, bizi hiç acımadan ezip geçen,arkamızdan kuyumuzu kazıp yüzümüze gülen,iyi niyetimizi suistimal eden birde yetmezmiş gibi dedikodumuzu yapıp yapıp ben aslında onu çok seviyorum diyenleri nasıl affedeyim yahu?
''Besle kargayı oysun gözünü'' yada ''yediği kaba tükürmek''
gibi harika sözler varda şimdi hepsini kullanmayayım :)

eminim şuan bu yazıyı okuyan bir çoğumuz ikiyüzlü hatta çok yüzlü, kullanılmış, arkadaş darbesi almış, sevdiklerinin ihanetlerine uğramış insanlarız.
o insanlara ''naber sinsi''dememek için zor tutuyoruzdur kendimizi
en azından bazen ben zor tutuyorum :)
neyse ....

sılanın şarkısında geçiyor ya hani ''aldattım,aldatıldımda...'' diye
dedikodu yaptım yapıldı da :)
eleştirmek kolay ama insan başta kendine dürüst olup kendini eleştirmeli.
şimdi ben desem ki ben kimseye şunu yapmadım niye başıma geldi? 
demezler mi arkadaş emin misin diye?
kimse sütten çıkma ak kaşık değil bunu hepimiz biliyoruz.
benimde çok hatalarım oldu, olacakta...
hatasız kul olmaz hatamla sev beni diye de şuraya yapıştırayım :)
ama bu tarz davranışların can yaktığını anladığımdan beri yapmayı azalttım.
çok dürüstçe ve vicdanım rahat söyleyebilirim!

çünkü baktım ki onu çekiştir, bunu kötüle, ben harikayım diyen insanlarla bir arpa boyu yol alınmıyor
ve konuştukça konuşulup canın sıkılıyor
en sonunda kendini depresyonun soğuk ellerine bırakıyorsun
orda dur kızım dedim.
yapılmasını istemediğin şeyleri başkasına yapma söylemede
g*t'ün yiyorsa çık adam gibi karşısına söyle...
böyle böyle bu tarz şeyleri azaltınca bu sefer neden bana yapıyorlar 
niye insanlar ihanet ederler çıktı su yüzüne
bu sefer insanları af edememeye başladım.
susmalarım içime atmalarım başladı. insanlardan hızlıca uzaklaşmaya başladım
ve şiştim.

ruhum kocaman affedemediğim insanlarla dolu bir balon oldu.
konuşamadıklarım rüyalarımda o kişilere haykırdığım kabuslar oldu.
o insanlarla karşılaşmaktan kaçtım,gözlerine bakamadım.
içime attım ve şiştim.
annem ve okuduğum bir çok kitap sayesinde aştım.
baktım şişen benim, ruhum zedeleniyor yanlışı yapan onlar, yüzsüzlüğe devam ediyorlar olan bana oluyor.

affet dedim affetmen lazım.
Allah bile en büyük günahları, en kötü insanları affediyor
mevlana Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel...diyor
ben niye, neden affedemeyim?
affet ve yoluna bak
affet ve ruhunu şişirip yıpratan o balondan kurtul
affet çünkü çaydan kahve olmasını bekleyemezsin
affet insan oğlu nankördür değiştiremezsin
affet sana zarar verenler hayatında iz bırakamasın
kocaman bir ohhhh affettim gitti de onları vicdanlarına terk et.
heeee affettin diye tekrar aynı hataları yapmada 
sen yoluna devam et bırak onlar hayattan af dersi alsınlar....
''AFFETTİM GİTTİ''

bana kötülüğü dokunmuş 
kalbimi kırmış arkadaşlarım
affettim sizi!
en çokta kendimi affettim!
affetmeyi öğrendiğim için...
kötülükleriyle iyilik dokundurdular bana
yapmam ve yapmamam gerekenleri gördüm, görüyorum.
şimdi içimdeki o balon inmeye başladı.

çünkü ben olanı değiştiremem
doğru da söylesem, haykırsam da değişmeyeni değiştiremem
geçmişimdekileri affettim
kızgın, kırgın değilim onları öyle kabullendim.
inanın çok rahatladım.
Marie Rose Balter'inbir röportajında başarısını şu sözleriyle anlatmış ben çok etkilendim açıkcası:'' En uzun yolculuk, beynimizden yüreğimize yaptığımız yolculuk. Affetmek bu yolculuğun en kestirme yolu. Affetmeyi gerektiren her yara, içinde önemli bir dersi barındırır. Dersi görebilmek için yarayı yeniden deşerek yüzleşmek zorunda kalsak bile...''

her yaranın çok önemli dersleri var hayatımızda. affetmek, özellikle başta kendimizi hem çok büyük hem de zor bir yolculuk.
 hemde başardığımızda rahatlayıp kurtulduğumuz bir yük.
illaki affedemediğim kişiler vardır umarım onlarıda affedebilirim.
affedip bağışlama gücünü kendinizde bulmanız dileğiyle...
affedip affediliriz umarım
ve af edilecek daha az şey yaparız
hem kendimize hem başkalarına...
Ayşenur'dan sevgilerle...